Geri Gelmesini Beklediğimiz Arkeolojik Eserlerimiz
Dünyaca kabul edilmiş bir anlayışa göre bulunan veya çalınan arkeolojik eserlerin ait oldukları ülkeye geri verilmeleri gerekiyor. Bu kurala uyulduğu pek söylenemez. İngilizlerin çalınmış heykellerini geri isteyen ve “Onlar Ege’nin mavi sularında güzeller” diyen Yunan Kültür Bakanına verdikleri “Merak etmeyin, bulundukları odayı Ege’nin mavisine boyadık” cevabı bunun örneği. Aynı şey bizim arkeolojik hazinelerimizin başına da geliyor.
Dışarıda Olanlar
Paha biçilemeyen tarihi eserlerimizden bazıları yurt dışında. Karun Hazinelerinden sayılan kanatlı denizatını geri alabildik. Ama Truva kazılarında çıkan hazinelerin çoğu Berlin ve Saint Petersburg müzelerinde. Üst kısmı yirmi yıl önce bulunan büyük Herakles heykeli de tamamlanmayı bekliyor. Berlin Müzesi gönderirse geri gelecek. Berlin Arkeoloji Müzesi zaten bizden gidenlerle dolu.
Geri gelmesini beklediğimiz arkeolojik eserlerimiz arasında en meşhuru parçalar halinde sökülüp götürülen Bergama’daki Zeus Tapınağı. Gene Konya Beyhekim Camisinin eşsiz çini mozaikli mihrabı da oradaki İslam Eserleri salonunda. Aydın Afrodisias’ta çıkan muhteşem İhtiyar Balıkçı heykelinin gövdesi de Berlin Müzesi’nde. İstanbul Arkeoloji Müzesi’de bulunan 25 tonluk eşsiz lahit, deseninde olduğu bilinen Eros’un başı olmadan sergileniyor. Çünkü Eros İngiliz Müzelerinde. Cizre’deki Ulu Cami’nin el oymacılığı harikası olarak bilinen kapı tokmağı bile Danimarka’da çıkmış.
